Enver Paşa'nın Trablusgarp Günlüğü
“Enver Paşa’nın Trablusgarp Günlüğü”, İtalyan işgaline karşı direnişi örgütlemek için Trablusgarp’a giden Enver Paşa’nın o dönem dostlarına yazdığı mektuplardan derlenmiş önemli bir kaynak.
Mektuplar, Alman Genelkurmayı tarafından “günlük” şeklinde düzenlenerek 1918 yılında basılmış ve cephedeki subaylara propaganda amaçlı dağıtılmış.
Enver Paşa'nın bu günlüğü, Libya'da yaşanan sıcak gelişmeler nedeniyle de yeniden okunması gereken önemli bir tarihsel kaynak. Üstelik bu kitapta Enver Paşa'nın sadece askeri bakış açısını değil, duygusal dünyasını da yakalama fırsatı bulabiliyoruz. Enver Paşa'nın Libya'da çekilmiş orijinal fotoğrafları da kitapta yer alıyor.
Metin, Enver Paşa’ya aittir ancak Almanların düzenlediği gibi günlük olarak kaleme alınmamıştır. Asılları günlük değil mektuplardır.
Alman Genelkurmayı savaş propagandası amacıyla hazırladığı bu kitapçıkta bir mektubu çağrıştıran bölümleri çıkarmış, üslupları değiştirmiş ve metni “Enver Paşa’nın günlüğü” gibi yayınlamıştır.
Aslında bu değişiklik, Almanların da gizlediği bir durum değildir. Nitekim önsözde bunu dile getirmekten de çekinmezler: “Aslında birkaç dosta yazılmış olan bu evrak...”
Mektupların kime hitaben yazıldığı bugün bile bir tartışma konusudur.
Mektupları gün ışığına çıkaran ünlü Alman tarihçi Ernst Jaeckh (1875-1959) kendisine yazıldığını öne sürmektedir. Jaeckh, Türk dostu görüşleriyle tanınmış bir Alman siyasetçidir. Nitekim, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Enver Paşa başta olmak üzere İttihatçılarla kurduğu kişisel dostluklarla savaş sırasında Türk-Alman ittifakının oluşmasına büyük katkıda bulunmuştur. Savaşın ardından Türk dostu görüşlerinden vazgeçmemiştir. Hatta 1921’de Ermenilerin düzenlediği bir suikastte şehit düşen Talat Paşa’nın Berlin’deki cenazesinde yaptığı duygusal konuşma çok ünlüdür.
Jaeckh, Nazi karşıtı görüşleri nedeniyle 1930’larda Almanya’yı terk ederek ABD’ye göç etti. Üniversitelerde çalışan Jaeckh, Columbia Üniversitesi’nde de Ortadoğu Enstitüsü’nü kurmuştur. Enver Paşa’nın mektuplarının Fransızca asılları halen bu üniversitede ve Yale’dedir.
Mektupları Fransızca asıllarından Türkçeye çevirerek yayınlayan Şükrü Hanioğlu, orijinal metinde yer alan “Ma Chère” ve “Ah Chère” gibi feminen hitaplardan yola çıkarak en azından bir kısmının bir Alman kadına yazıldığını düşünmektedir. (...)
Özgür Erdem